Twitter'dan Sorun

18 Mayıs 2010 Salı

Faruk Hocam


Bir insan düşünün ki arkasından “Ya şunu da eksik/yanlış yapmıştı” dedirtmeyecek. Ben düşündüm ve ona Faruk Aktaş ismini verdim.

Faruk Hoca Aktaş. Arkadaşlarımdan Faruk hocamızla ilgili yazı yazmalarını istemiştim. 5 kişiydik. Belli bir süre geçti tabi. Yazılarını aldım ve bir şey fark ettim. Yazı istediğim herkes yazısının başlığına Faruk hocam yazmıştı. Soyadıyla, kendisiyle değil, öğrettikleriyle, hayatıyla ön plana çıkan biridir o. Cümleye başlayan herkes ilk kelimeyi Faruk, ikinci kelimeyi de Hoca olarak seçmişti.

Öğrencileri olarak hepimizin ortak kanaati şudur: Faruk Hocanın sinirlendiğini kimse görmemiştir. Yanlış yaptığımızda bize kızmaz, bağırmaz, bizi azarlamazdı. Ancak onun bir bakışı var ki, (hiç kimsenin taklidini dahi yapamayacağı) bizi kahrediyordu. Keşke bizim kafamızı dahi kırsa da o bakışı atmasa. Ortak kanaat demişken tüm öğrencilerin yine aynı fikre sahip olduğu bir konu daha var ki, o da herkese, her şekilde yardımcı olduğudur. Asla aksine bir hareket yapmaz, öğrencilerine her şekilde yardım eder, gerekirse tüm gününü seferber edebilir, fedakârlık yapabilirdi. Keşke bu yazımı yazarken de bana yardımcı olsaydı.