Twitter'dan Sorun

9 Nisan 2010 Cuma

Teknoloji Bireyi Yalnızlığa İter


Teknoloji bireyi kesinlikle sosyalleştirmez! Aksine yalnızlığa iter.

Teknoloji bağımlılığı, insanlığın sonudur! İnsanlık bu bağımlılığın sonunda bireyselleşiyor, paylaşmayı unutuyor. Topluma yönelik görevler, sosyalleşme, birebir iletişim, samimiyet ve duygular ihmal ediliyor, insanlar ruhsuz, donuk bir sanal ortamın içinde adeta robot haline geliyor. Yalan, aldatma, vakit ve nakit israfı ön plana çıkıyor, en başta aile olmak üzere tüm insani ilişkiler kırmızı alarm veriyor.

Hepimiz toplumun bilincini ve vatandaşa düşen görevleri yapmalıyız diye konuşmalar duymuşuzdur. Fakat biz teknolojiye bağımlı yaşarken bunu nasıl yapabiliriz?

Hayatı kolaylaştırmak için sürekli gelişme gösteren teknik cihazlar insanları hayattan biraz daha uzaklaştırıyor, kimseye vakit yetmiyor, akraba, komşu ve aileler arası diyalog sıfıra iniyor. İnsanlar arası dayanışmanın asıl unsurları olan hasta, düğün, doğum ve cenaze ziyaretlerine dahi fırsat bulunmuyor, sevinçler ve hüzünler artık Twitter'dan, Facebook’tan paylaşılıyor.

Teknoloji insanı tembelleştirdiği için, sosyalleşmeyi olumsuz etkiler. Kendimden örnek vereyim; arkadaşım beni dışarı çağırdığında ya Facebook’tan ya da telefondan derim. Hâlbuki biriyle yüz yüze ve canlı konuşabilmenin verdiği hazzı 3G’yle bile alamam.

“Her geçen gün kendini yenileyen ve insanları daha çok içine çeken teknoloji, aynı zamanda onunla birlikte yapayalnız kalındığında psikolojik, zihinsel ve fiziksel sorunlara yol açtığını söyleyen sayılı profesörlerimiz var. Kısa bir süre önce yayınlanan ve çocukların çıkarılarak eski Türk şarkılarını söylediği, “genç yetenekleri buluyoruz” diye sanal paylaşım sitelerinden koparılarak ekranlara getirilen veya “15 dakikalığına sen de şöhret ol” diye dâhil edilen, fakat daha sonra ilgiyi bulamayınca veya istediği önemi kaybedince bunalıma giren, sosyal sorunlar yaşayan, zihinsel çukurlara düşen gençler de teknolojinin getirisi olduğu sanılan televizyonun kurbanı oldular. Biz onların kaç tanesinin sadece ismini veya simasını hatırlıyoruz? Onların yaşadığı sorunları biliyor muyuz?

Konumuza bir açıklık getirmek için öncelikle Sosyalleşmek nedir diye bakıyoruz. Sosyalleşme diye araştırma yapıyoruz. Karşımıza ilk çıkan sonuç “Yaygın gelişimsel bozukluklar” oluyor. Bakın bunu ben demiyorum, kendini verdiği derin bilgilerle kanıtlayan Vikipedi diyor. Teknolojinin her geçen gün etkisine şahit olduğumuz çevremizde bir birlik duygusu ya da disiplin görüyor muyuz?

Teknoloji yalnızlığa iter. Teknolojinin yalnızlık etkisi arkadaş eksikliğinden veya başkalarıyla birlikte olma arzusundan daha da öteye giden bir duygudur. Teknoloji yüzünden insan kendisini toplumdankopmuş hisseder. Başka insanlarla anlamlı bir iletişime girmekte zorluk çeker. İçinde bir boşlukveya kopukluk hisleriyle doludur.

Şunları söyleyebiliriz “Online oyunlar var, sosyal paylaşım siteleri var, binlerce kişinin bulunduğu adresler var. Burada arkadaşım çok”. Diyorum ki: Teknolojinin sanal dünyasının sosyalleştirmesi bile sanaldır. Burada olan biten her şey yalan ve yanlıştır!

Bakınız yakın zamanda açılan meşhur bir site var. Tam anlamıyla yalnızlık sonucu oluşan bir etki. İnsanların başkalarına anlatamadığı, onlarla yüz yüze konuşamadığı için paylaşamadığı şeyleri, sorunlarını ve hatta özel hayatlarını paylaştığı bir site var. Adı Twitter. Buradaki üyeler asosyal sanalın içinde kendilerini tatmin etmeye çalışıyorlar ama gittikçe teknolojinin ağına kapılıyorlar. Bir TV programında reklamı yapılan Twitter’ın tanıtımı da şöyle: Başkalarına anlatamadığın sorunları ve özel hayatına dair her şeyi paylaştığın bir site. Buradan çıkarılması gereken sonucu anlamak zor olmasa gerek.

İnsanlar artık arkadaş edinme sorunu yaşıyor. Boşuna mı diyorlar bu devirde dostu geçtik, arkadaş bulmak zor diye. Kimse kimseyle konuşmuyor ki arkadaş edinsin de onunla dertlerini paylaşsın, yeni aldığı ayakkabıyı ona göstersin, başından geçen hikâyeyi canlandırsın, duyduğu şeyi aktarsın...

Birey bilgisayarının başına geçtiği zaman hem dışarı çıkma ihtiyacı duymaz hem de bulunduğu ortamda kendisinden başka birinin yanında olmasını genelde istemez. İnternetin başında yapacak her zaman bir şey bulur. Kalkmak bilmez, hatta aç kalır ve dışarıdaki hayattan habersiz bekler. Teknolojinin asosyalleştirdiği insan, çiçeklerin kokusunu unutmuştur. O gün hava nasıldır onun için önemsizdir. Kuşlar nerden nereye uçar bilmez. Alışverişte pazarlık yapmanın zevkini anlayamaz. Büyüklerinin hal ve hatırının nasıl olduğunun değeri yoktur. Sevdiği birine tebessümün yanında güzel bir hediye vermekle MSN’de gülücük yollamanın arasındaki farkı anlayamaz. MSN sayesinde sık sık gördüğü arkadaşıyla yüz yüze hasbihalin güzelliğini yaşayamaz. Yuşa Tepesinden ya da Çamlıca Tepesinden bakıp İstanbul’u izlemenin verdiği hazzı, internette gördüğü fotoğrafla gideremez. Dostuyla sır paylaşmanın heyecanını veya arkadaşlarıyla toplanıp muhabbet etmenin samimiyetini alamaz.

Dizilerde, programlarda, reklamlarda yani hayatımızı tam anlamıyla etkileyen televizyon ve internette görünen ünlü simalar genelde arkadaş sıkıntısı yaşıyorlar. Gülümseyen yüzün perde arkasında yapayalnız biri yaşıyor. Biz sadece madalyonun iyi yüzünü görüyoruz. Çoğu, psikiyatriste gidip sorunlarını ona paylaşmakta buluyor çareyi. Sadece ünlüler değil sıradan insanlar da öyle. Teknoloji yüzünden iletişim kopukluğu yaşayan insanlar mecburen bir yerlere gidip açığa vurmak istiyor bunu. Twitter olsun, psikiyatr olsun, sanal alemde tanıştığı sanal bir arkadaş olsun…

Sonuç olarak Teknoloji, yararları da olan fakat zararları terazinin dengesini tamamen bozacak kadar çok olan bir yalnızlık makinesidir. Ama biz bunun farkında bile değiliz!

3 yorum: