Twitter'dan Sorun

23 Şubat 2011 Çarşamba

Biz Eskiden Su İçerdik Testiden

Kaç kişi düşünmüştür? Kaç kişi hayal etmiştir? Ben düşündüm. Ve gerçekten ilginç bir ton şeyle karşılaştım.

Bizim atalarımız eskiden sahiden suyu testiden içerlermiş. Peki biz? Bizse bardaktan içiyoruz. Ne demek mi istiyorum?

Durumumuz şimdiki nesille yüzyıllar önceki nesil arasındaki mevzu. Atalarımız testiden su içerlerken biz sürahi kullanıyoruz. Belki tabir biraz ağır olacaktır ama ilkeldiler.

Düşünsenize, koskoca İstanbul’u fetheden, yeni bir devir başlatan Fatih Sultan Mehmet, sokaklarında 50 km hız yapan bir arabayla tur yapamamış. Napolyon’un banyo yapabileceği bir çeşmesi yokmuş, adam rahat rahat kendi başına duş alamamış. Ömer Hayyam ayaklarını uzatıp televizyon kanallarında zap yaparken izdivaç programında kalmamış. Peygamberimiz Arabistan’ın en sıcak döneminde terlerken vantilatörle serinleyememiş. Albert Einstein bilgisayar oyunlarını korsan yollardan alıp “Bugün karşıma Venüs’te 20 gözlü canavar çıktı, mıhladım” diyememiş. Alexander Grahambel, “Alo, Selamun Aleyküm” diyebildiği bir cep telefonuna sahip olamamış. Firavun 40 katlı bir binada eziyet ve işkence ettiği insanlara yukarıdan bakma fırsatını bulamamış. İmam-ı Azam ilmi bulmak için Çin’e uçakla giderken yol arkadaşı edinmemiş.

Ne kadar kolay bir dünyamız var. Her şeyi yapabildiğimiz (veya öyle sandığımız) renkli, teknolojik ve kolay bir dünya. Amerika’yı aramak için Amerigo Vespucci gibi denizden yola çıkmamıza gerek yok, artık cep telefonlarının ulaşamadığı yer yok neredeyse. Osmanlı’nın diplomasi için çalıştığı kuş veya elçilerini kullanmıyor, e-maillerle denizaşırı bölgelere ulaşıyoruz.

Evimizde, başımızdan aşağı akan sıcak bir suyla kendi başımıza ıslanmak sadece yüzyıl önce çok modern, çok lüks ve çok pahalıydı. İki yüzyıl önce imkânsızdı bile. Hayatın kolay olması bir yana, geçmişteki her nesil için şimdilerde tüm insanların yüzde doksanının sahip olduğu yenilikler yoktu. Atalarımız, atalarımızın ataları ve onların ataları acaba hayatlarını nasıl yaşıyorlardı? Eskiden suyu (mecazi anlamda) testiden mi içiyorlardı? Bu soruların cevabını tarihçiler verir, peki benim gibi meraklı, bilgisi olmayan, tahminlerde bulunup “şunu bunu yapıyordur, ne yapacak” diyenler ve karşılaştırma yapmak isteyenler ne yapar?

Her çağın kendine has güzelliği vardır elbet ama o zamane insanların günlerini neler yaparak geçirdiklerini merak ediyorum. Televizyon izlemeyen, uzaktaki yakınını pat diye arayamayan, bilgisayar başında vakit geçiremeyen, radyoda ilahi dinleyemeyen, soğukta ısınamayıp sıcakta serinleyemeyen (en azından şimdiki gibi), koşmaya elverişli ayakkabı giyemeyen, gözleri iyi görmediğinde gözlük takamayan, başı ağrıdığında ağrı kesici alamayan, yemeğini fırına koyamayan… vs. şimdilerde normal olan şeyleri yapamayan ve o zamanları yaşayan ‘milyarlarca’ insan vardı. Bu durumu özetleyebilecek en iyi kişiler 100 yaşı deviren ve teknolojik her olaya bizzat şahitlik edenler olacağına eminim.

Sonuç olarak; yaşadığımız şeylere sahip olamayan milyarlarca insan, bu dünyadan göçüp gitti. Şimdiye göre onlar hayatlarını çok zor yaşıyorlardı. Merak ettiklerimizden daha fazlasını gören insanlarla, günümüzü karşılaştırmak bilmem ne kadar doğru? Zira insanlar o zaman daha samimi, daha yakın, daha sevecen, daha mutlu, daha huzurlu, daha sorunsuz yaşıyorlardı.

Tamam, hepimiz teknolojinin gelişmesini takip etmeliyiz, hayatımızı kolaylaştırmasına izin vermeliyiz ama bu “her şey elimin altında”cılık aşırılığa kaçarsa buna da engel olmalıyız. Yoksa tanıdığımız çok, dostumuz az olur. Çok zengin ama keyifsiz oluruz. İnternette çok arkadaşımız vardır ama kendi sesimizi unuturuz. Tıp gelişir ama kalbin varlığını anlayamayız. Sosyal bozukluklar, yalnızlık, konuşma ihtiyacı duymama, tembellik, sonucunda fiziksel rahatsızlıkla boy gösterebilir. Konuyu buraya “Siz bu rahatlıklara yine de alışmayın” demek için getirdim. Kendimizi kaptırmayalım ve aradaki farkı görelim. Şimdi basit bir şey olarak gördüğümüz bir şey, o zamanlar herhangi birinin hayalinde bile olamayacak kadar uzağındaydı. Sadece düşünelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder